SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

EDEB BAHSİ

<< 5139 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ كَثِيرٍ أَخْبَرَنَا سُفْيَانُ عَنْ بَهْزِ بْنِ حَكِيمٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ مَنْ أَبَرُّ قَالَ أُمَّكَ ثُمَّ أُمَّكَ ثُمَّ أُمَّكَ ثُمَّ أَبَاكَ ثُمَّ الْأَقْرَبَ فَالْأَقْرَبَ وَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا يَسْأَلُ رَجُلٌ مَوْلَاهُ مِنْ فَضْلٍ هُوَ عِنْدَهُ فَيَمْنَعُهُ إِيَّاهُ إِلَّا دُعِيَ لَهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَضْلُهُ الَّذِي مَنَعَهُ شُجَاعًا أَقْرَعَ

 

قَالَ أَبُو دَاوُد الْأَقْرَعُ الَّذِي ذَهَبَ شَعْرُ رَأْسِهِ مِنْ السُّمِّ

 

(Behz b. Hakîm'in) dedesinden demiştir ki: (Hz. Nebie):

 

Ey Allah'ın Rasulü kime iyilik edeyim? diye sordum da,

 

Annene, sonra annene, sonra (yine) annene, sonra babana sonra da sıra ile en yakınına ve en yakımna"dedi ve şöyle buyurdu: "Bir adam (kendisini hürriyete kavuşturan) efendisinden (yahutta yakınından) yanında bulunan ihtiyaç fazlası o mal kıyamet gününde sahibinin yanına (zehirinin çokluğundan dolayı) başının kılları dökülmüş (zehirli) bir yılan olarak çağn(lıp getiri)Iir."

 

Ebu Davud der ki; "Akra" tehirinden başının kılları dökülen demek­tir.

 

 

İzah:

Tirmizî, birr, İbn Mâce, edeb; Ahmed b. Hanbel, V, 3, 5.

 

Mevzumuzu teşkil eden bu hadis-i şerifle birlikte  Allah'ın en çok sevdiği amelin vaktinde kılman namazdan sonra anne ve babaya iyilik olduğunu ifade eden hadis-i şerif [Buharî, edeb] ve Resulü Ekrem eendimzin cihada katılmak isteyen bir sahabiye: "Git yaş­lı anne ve babana hizmet et" buyurması, ayrıca "Rabbin yalnız ken­disine ibadet etmenizi, anne ve babaya ihsanda bulunmanızı emret­ti."[İsrâ 23] ayet-i kerimesi gibi âyet-i kerimeler, anne ve babaya iyilik ve ih­sanın Allah'a itaattan sonra ikinci derecede gelen büyük bir görev oldu­ğunu açıkça ortaya koyan delillerdir. Özellikle mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte dayanarak Kurtubî (r.a) der ki:

 

"Bu hadis gösteriyor ki, anneye yapılacak ihsan ve şefkatin, babaya ya­pılandan üç misli azla olması gerekmektedir. Çünkü anne babadan fazla olarak, hamilelik, doğum ve emzirme zahmetlerine katlanmıştır. Babanın bu üç konuda hiçbir yardımı olmamıştır."[Kurtubî, el-Câmi, X, 209.]

 

Nitekim, şu âyet-i kerime de bu gerçeği ifade etmektedir: "Biz insana anne ve babasını tavsiye ettik (Çünkü) annesi kendisini (gebelik zah­meti, doğum sancısı ve emzirme) zaaf üzerine zaafla taşımış, sütten ay­rılması da iki yıl sürmüştür. Bana, anne ve babana şükret. Dönüşü­nüz banadır."[Lukman 14]

 

Hadis-i şerifte fakir düşüp de kendisini azad eden ve elinde ihtiyaç faz­lası mal bulunan efendisine veya yakın akrabasına müracaat ettiği halde onu eli boş geri çeviren efendinin veya yakın akrabanın karşısına o malın, zehrinin çokluğundan başının kılları dökülmüş kel bir yılan suretinde çı­karılacağı haber verilmektedir. Binaenaleyh ihtiyaç fazlası bir malı, özellikle el açmış olan yoksul bir yakından esirgemenin vebali çok büyüktür.

 

Hadis-i şerifin sonundaki bu tehdidin, kendisini azat ettikten sonra fa­kir düşerek kendisine el açan eski efendisine, yanında bulunan ihtiyaç fazlası malı vermekten imtina eden kimse hakkında olması da mümkündür.